Blogum 2010'a hala giremedi. Uzun süredir yazmadığımın farkındaydım ama bugün takvime ayrı bir farkındalıkla ilişti gözüm. Neredeyse Şubat bitiyor, ben blogumu öksüz bırakmış gitmişim. Glikoz arkadaşımın da uyarısı gözüme çarpınca hemen bunu telafi etmeliyim diye düşündüm.
Toplumca şizofrenik olduğumuzdan dem vurmuştum geçenlerde twitter hesabımda. Hatta toplumca obsesif olduk, anksiyete sahibi olduk, panik atak manyağı olduk... Hükümetten gelen sert kararlar bir yandan, kötü hava koşulları-kar,sel,rüzgar- bir yandan, fakirlik-işsizlik öte yandan, bir sağ kroşe bir sol kroşe çalışıyorlar YÜZÜMÜZE YÜZÜMÜZE! Tekel işçilerinin yüreğimizdeki sızısı bir yandan yakarken, artık 10 günden fazla sağlık hizmeti alamayacak işsizlerin de yaşama haklarının çoluk çocuklarıyla beraber ellerinden alındığı bir ülkeye hapsolduk, her şey bir korku filmindeki gibi. Hele ki İstanbul'da yaşıyorsanız bir de trafik var ki bu da cabası. İşe gidip gelmek ölüm, psikopat otobüs şoförlerinin elinde çalkalana çalkalana ayrana dönüyor bünyelerimiz. Gel de ASABİ olma, gel de RUH HASTASI olma!
Bugün de her akşam olduğu gibi binbir tuhaflık eşliğinde başladı yolculuk. Yanımda bedeviliği en az benim kadar tescillenmiş dostum Deniz ile birlikte karşıdan karşıya geçerken, yolun karşısından "hele hele hele" nidalarıyla gülerek bize doğru koşan FREAK amcayı mı anlatayım, yoksa Kadıköy'e adeta bir F1 pilotu edasıyla giren pos bıyık şoförümüzü mü? Yoksa Boğa'nın orada arkadaşımızı beklerken ayağımın üzerinden bebek arabasıyla geçen yurdum kadınını mı? Üstelik bir iki kelime söylendiğimde "Sen de yolun üstünde durmasaydın be aaaa!" diye çifkef hatlarına bağlanan kadına 3 metre öteden koca sesimle ciyak ciyak bağırışım ve tüm Kadıköy halkının artık beni -kavgacı sarı kafa- olarak tanımasına ramak kalışını mı anlatayım?
Benim açımdan en üzücüsü ben de kaptım toplumsal hastalıklarımızı ne yazık ki... İşte uzun zamandır buralarda yazmıyor oluşumun, mizaha yan dönüşümün ufak bir özetidir bunlar. Büyük kısmın içerisine ise ne hikayeler giriyor tahmin bile edemezsiniz... Nitekim bugünlerde hepimizin hayatında Düşünen Adam'ı bile incitecek detaylar yaşanıyor, sonumuz hayrolsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder