29 Ekim 2009

“Kadınlık Bizde Kalsın”


Aylar önce tiyatroda Testosteron adlı oyunu izledikten sonra kafamda çakan şimşeğe yakın bir şimşek daha çaktı. Hani erkeklerin tüm agresifliği, iştahı, isteği ve benzeri duyguları hormonalmış meğerse, diye söyleniyordum ya... Meğerse kadınlarınki de öyleymiş. Bu aslında tıbben bilinen bir gerçek, ama benim keşfetmem gerekliydi, yoksa bu kadarına inanmazdım. 
Yok yok bir olay gerçekleşmedi ama, işte bazı konular zaman içerisinde kavranıyor ya, bu öyle bir şey oldu benim için. Depresyonlarımı özel sanırdım, çok genel şeylermiş oysaki. Tamamen hormonal canııııım...

Ara sıra okuduğum, okurken de eğlendiğim bir blog var , blogun yazarı fund da değinmişti bu konuya. O biraz isyankardı gerçi, hatta yazının sonunda şanssızlığı sonucunda kadın olarak dünyaya geldiği kanısına bile vardı. Kadınlıktan vazgeçmek güzel değil. Şahsen bana ömür boyu regl olmayacaksın, depresyona girmeyeceksin, kadınsal bir sürü sorunla uğraşmayacaksın dahi deseler dünyaya erkek olarak gelmeyi istemezdim. Erkekler alınmasın, gücenirim!

Kadınlık diyince aklıma yıllar önce izlediğim bir oyun geldi. Belki ilkokula gidiyordum, belki daha da küçüktüm bilemiyorum. O zamanlar annem tiyatroya gitmeye bayılırdı. Tabi kapalı alan fobisi henüz bugünkü kadar ilerlememişti. (Şu anda asansör, sinema-tiyatro salonları dahil kapısı kapalı ve karanlık hiçbir yere adım atamıyor). Yasemin Yalçın ve ekibi oynuyordu sanırım. Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı bir müzikal komediydi, "Kadınlık Bizde Kalsın” idi oyunun ismi. Adem ile Havva’dan başlıyordu kadınla erkeğin halleri, aramızdaki iletişime dair absürtlüklerin bin yıllarca hiç değişmediğini anlatarak taa günümüze geliyordu. Ciddi bir flashback yaşadım bir anda bu oyunu düşününce. Bu kadar farklı ve birbirine muhtaç olmamız sizin için de ironik değil mi?

Karşılıklı yorgun düşmemize sebebiyet veren de bu farklılık. Farklı iki hormonun hakim olduğu insancıklarız, ne ayrı ne de beraber mutluyuz. İletişemiyoruz... İletişime geçemiyoruz... İletişim kurduğunu düşünenler nasıl kuruyorlar bize de bir anlatsalar ya? Bence herkes aynı süreçleri yaşıyor da, soruna maruz kalan kimselerin tavırları sonuçları değiştiriyor...

Bu nedenle dünyanın gamsızlara güzel olduğunu düşünüyorum. Herkesle aynı sorunlara maruz kalıp, herkesten daha umursamaz tepki vermek, içeride hiçbir şeyi büyütmemek, dışarı hiçbir şey taşırmamak güzel olurdu. Yani anlayacağınız kadınlık ve erkekliği kabullendikten sonra sorun aslında gamsız olup gamsız olmamakla ilgiliymiş diyorsunuz. Siz ne kadar az takarsanız sorunlar da o ölçüde küçülüyorlar gözünüzün önünde. Hatta ilişkiler bile normalleşiyor. Ha şimdi bana sorarsınız, “sen yapabiliyor musun?” diye.
Hiç sanmıyorum! O ayrı...

3 yorum:

iki tane dövmesi olan bi kız dedi ki...

hım bi de erkek olsak mesela korunma durumumuz olmıycak tak prezervatifi bak keyfine... ama şimdi? o doğum kontrol hapları var ya canıma okuyo benim:/
erkek olmak varmış:)

Zeynep V. dedi ki...

Yapma Fund, yine de vazgeçme kadınlığımızdan, hem belli mi olur öyle birer sevgili buluruz ki kendileri bizim aşkımızdan tüplerini bağlatırlar falan! :D
evet evet bunu talep edicem ben...
yine de iyi ki kadınız, de sen de bunu, de de lütfen de :D

Zeynep V. dedi ki...

Gracias! =)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...