Standart bir çalışanın hayatı üzerinden şöyle ufak bir hesap yapalım. Her gün 9 saat iş yerinde olan bir insan -hadi diyelim ki öğle arasında çıkıp tek başına yemek yedi- nereden baksanız bakın günde 8 saatini iş arkadaşlarıyla geçiriyor demektir. İstanbul gibi bir şehirde de günde 2 saatinizin yollarda geçeceği aşikar, tabi işe vasıta kullanmadan giden küçük azınlıktan değilseniz. Etti mi size günün 11 saati. Geri kalan 13 saatin de 7-8 saati uyku olmak ve gerisi de muhtelif ihtiyaçlara sarfedildiğini düşünürseniz; günün en büyük dilimini işte geçiriyorsunuz!
Her ne kadar iş de yapıyorsanız, kafanızı bacaklarınızın arasına gömüp tüm gün kimseyle muhatap olmadan çalışma şansınızın olmadığı gerçeğini kabul edin. Hele ki bir dallamayla çalışıyorsanız onu asla görmezden gelemezsiniz. Ha bu konuyla ilgili bir sürü de kitap yazılmıştır eminim. Ama ben de bir şeyler söylemezsem karnıma ağrı girer.
Bu şahıslar size kendinizi kötü hissetmeniz için sürekli olarak uyarı gönderirler. Onların bir bitki olmadığını düşünürsek, bu uyarıların sözlü, şekilli, kanlı canlı ve bu nedenle de oldukça sinir bozucu olduklarından emin olabilirsiniz. Kimisi rekabet etmeye çalışır, kimisi kendine bir üstünlük biçer ve bunu kanıtlamaya çabalar, sürekli bir mücadelesi vardır bu tiplerin. Haaa kimisi başkalarını diline dolayarak egolarını cilalar, kimisi işveren hakkında tüm gün atıp tutarak rahatlamaya çalışsa da patron gelince bir ayaklarına kapanıp öpüp koklamadığı kalır. Bu dallamalar için herkes çok kötüdür, kimse onları anlamıyordur. Tartışmayı bilmezler, analitik düşüncenin -a'sı mevcut değildir beyinlerinde. Bilgileri yoktur, fikirleri çoktur. Üstelik fikirlerini iyi bulmazsanız sizinle iletişim kuramadıklarından bile şikayet ederler. Kısacası ağızlarına kürekle vurulasıcadırlar. Yaz sıcağında uzun saatler sonunda uykuya dalabilen muzaffer kişinin kulağında vızıldayan sivrisinektirler.
Peki bu dallamalardan kurtulmanın bir yolu yok mudur? İllaki gidip patrona, ben bu dallamayla çalışmak istemiyorum mu demelisiniz? Ya patronunuz dallamaların iş ortamını kızıştırarak daha iyi iş çıkarttığınıza inanıyorsa? Ve galiba yolu yoktur da... Çünkü bu dallamalar o kadar çoktur ki aslında, onlar için mekan değiştirmek de çok mantıklı değildir. Bu dallamalıkla çözümsüz denklemler oluşturmayı başarabildikleri için kendileriyle övünmelidirler. Yolda görseniz selam vermezsiniz ama günün en kıymetli 8 saatini de bu insanlarla paylaşmak zorundasınızdır. Tanrım! Çinliler bile işkence konusunda bu kadar yaratıcı olamadılar, nedir insanların bu dallamalardan çektiği?
Ama yine de bir kaçış yolu bulmak gerek, ne de olsa “Hayat dallamalarla çalışmak için çok kısa” (Bernbach)
1 yorum:
Hayat ne garip böyle Vapurlar felan
Yorum Gönder