01 Mayıs 2010

"O" geri dönüyor!!!

Çocukluk kahramanım, canım, ciğerim, kuzu sarmam geri dönüyormuş!
Öyle hemen konuya gireceğimi, kendisinin kimliğini ifşa edeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu yazıya, kendisini görmek için çektiğim cefaları ve bir ömür boyu sürecek olan psikolojik arazlarımı anlatarak başlayacağım.


Şimdi efendim, "O" çocukken ölesiye korktuğum halde üzerinden gözlerimi alamadığımdı...

"O", daha 7 yaşında bir minik kızken uyur numarası yapıp, herkes yattıktan sonra salona gidip bütün gece uykusuz kalmamı sağlayandı.

"O", bir ömür tam anlamıyla bir uyku düzenim olmamasına sebep olan, düzensizliği ve anarşiyi bu bünyeye kazandırandı.

Zaman zaman kaybolur, aha bu sefer öldü galiba dediğimde yeniden ortaya çıkandı. Sayesinde manyak muamelesi görmüş, minicik yaşımda tirtir titreyerek uykulardan sıçramış ama ne korkuyla ne de bıkkınlıkla kendisinden vazgeçmemiştim.

Bir dönem insanların ev telefonunun içinden çıkıp yanımıza gelebileceğini ve bizi öldürebileceğini düşünürdüm. Ne yani, ses geçiyordu da insan neden geçemesindi? Hem "O" geçiyordu!

Nitekim herkesin kendince bir kahramanı vardı çocukken. Benimkiyse "O"ydu, Freddy Krueger!!!

İngilizce sayı saymayı bile kendisiyle öğrendiğimi itiraf etmeliyim;

one, two, freddy's coming for you.
three, four, better lock your door.
five, six, grab a crucifix.
seven, eight, better stay up late.
nine, ten, never... never... never sleep again!


Zaten o zamanlar ne vardı ki izleyebileceğimiz. Biraz uykusuz, problem bir çocuksanız "Savaş Ay'la A Takımı" ve Freddy'le Elm Sokağı Kabusu'ndan başka seçeneğiniz yoktu. (Ki A Takımı, korku kuşağından çok daha tehlikeli ve acaipti bir çocuk için) Ya kendi dilinizden konuşan insanların çıkardıkları cıngarları izleyecektiniz ya da el oğlunun sapık ve yarı ölü seri katilini... Ben ikincisini seçenlerdendim. (Hoş! Birincisine de baya bir maruz kaldığımı itiraf etmeliyim. Korkunçtu korkunç!)

Zaman içerisinde önce seri katillik kavramından korkmamız gerektiğini, büyüdükçe de plastik makyajın ne süper bir şey olduğunu öğrendim! Elm Sokağı'nda oradan oraya sürüklenen minicik bilincim, anneme uyku numarası yaparak salona kaçtığım gecelerde hepten açılıyordu. Sonra gecenin bir yarısı yine anneye sarılarak uyumak istemeler falan... Hiç büyümediğimi düşündürten hareketler eşliğinde zavallı kadıncağızı çileden çıkarttığım geceler... Sabaha kadar bir su içmek için bir çişe gitmek için sürekli kalktığım ve karanlıktan korktuğum için tek başına da gidemediğim için, zavallı annemi de gecede 10 defa yataktan kaldırdığım için bir gün karma beni cezalandıracak! Eminim! Bir çocuğum olacak ve yaklaşık 10 sene kadar düzgün bir uykuya hasret kalacağım.
Tanrım! Bu döngüyü nasıl kırabilirim acaba, çok korkuyorum! Üstelik uyumak hayatta en önem verdiğim eylemlerden biriyken...

O mizahi zekası ile öldürürken güldüren yegane seri katil idi. Bir ara lisedeyken kendisinin çizgili kazağından aramıştım hatta. Ayrıca bir moda ikonu! Kırmızı çizgili kazağına hasta olmayan var mıydı acaba 90'larda?

Yakında yeni bir filmle aramıza dönüyormuş Freddy'ciğim! Acaba hala çocukken aldığım dehşeti ve izleme hevesini yaşatacak mı bana? Ama bu kez geceyarısı sineması kuşağında değil de sinemada izleyeceğim kendilerini. Acaba koltukların arasından fırlayıp katleder mi bizi? Tırnaklarına kurban karizmatik katilim benim!

Sakın uyuma! Freddy senin için de gelebilir! XD

Neyse efendim sizleri "rüyalarda buluşuruz, bu şarkıyla kavuşuruz" nidalarıyla uğurluyor, Freddy'li geceler diliyorum...

one, two, freddy's coming for you.
three, four, better lock your door.
five, six, grab a crucifix.
seven, eight, better stay up late.
nine, ten, never... never... never sleep again!



2 yorum:

Hayyam dedi ki...

hehehea! Darth Vader tabiki... bütün galakside şekli vardı ibnenin...

Zeynep V. dedi ki...

Bir sevgi ibaresi olarak "ibne" =)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...