03 Eylül 2009

Örselenirken saf kalmak için direnmekti tüm hatam belki de...

İnsan doyumsuzluğundan arınmalı önce. Sevgide hırs olmaz. Sevgide safiyet kaybolduğunda hissedilenler kötü bir buhrandan öteye gidemiyor. Ve birinin sevgisini elde etmek göründüğü kadar da kolay değil. Eğer hayatında seni çok seven, ve tabiki senin de sevdiğin birisi varsa, onun varlığına şükredip huzur duymaktan başka bir şey yapmaya hakkın yok. Takıldığın huzursuzluklar, yarattığın kabuslar ve o kişiye uzak durduğun her an, senin aleyhine işleyen bir tuzaktır. İlgiyle beslemek gerekir sevgiyi, yoksa solar gider. Kırılgan olmak da kötü biliyorum ama, nasırlaştıkça, kabalaştıkça, acı duymaz oldukça bir hayvandan farkımız kalmıyor. Ben acılarımdan her darbe aldığımda gidip derimi yüzdüm... Nasırlaşmamak için. Nasırlaşan kabuk bağlayan her parçamı söktüm attım. Belki de o yüzden bu kadar kırılgan kaldım. Belki de bu yüzden bu kadar çocuk yürekli kaldım. Ama biliyor musun? Bu dünyada yüreği en büyük insanlar çocuklardır. Sonsuz severler insanı. Kalplerini en dibine kadar açarlar, hiçbir giz bırakmadan severler. Ama aynı zamanda bir anda küsüp kırılabilirler. Dudak büzüp ağlayabilirler. Demiyorum ki bir çocuk kadar safım. Değilim elbette, ben de örselendim. Ama en büyük arzumdu çocuk kalmak, yeniden çocuk olmak. Yetişkinler dünyasında tutunmak en zoru benim için. İncinmeden yaşamak çok imkansız. Ama böyle de kırılıp dökülmeyen parçam kalmadı, darmadağınım. Tanrı hepimize yardım etsin...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...