22 Ekim 2009

Şu an iyi değilim çünkü...

Bir forumda şöyle bir başlık gözüme çarptı : şu an iyi değilim çünkü.......
Noktalı kısımları siz doldurun diyorlardı. Başladım yazmaya;

Çünkü hastayım, midem ağrıyor, kusmaktan ve yiyememekten bıktım.



Çünkü etrafımda içten pazarlıklı insanlar var.


Çünkü kasıtlıca bir ilgisizlikle sorunlarıma duyarsız kalan insanlar asabımı bozuyor.


Çünkü öğle arası geldi ama ben bir şey yemeye korkuyorum...


Çünkü başım da ağrıyor...
...
Listem uzadı gitti tabiki. Baktım bir çok insan da kendi gerekçelerini sıralamış. Kimse iyi değil aslında. Bugün patronum da karşımda oturan arkadaşa dönüp "Bugün Zeynep çok mutsuz" dedi. Demek ne kadar okunuyorsa yüzümden. Aslında buna hem klasik -huzursuz ruh sendromu-mdan kelli bir mana çıkartabiliyorum. Hem sağlık durumumun gittikçe kötüleşmesinden kaynaklanan bir psikolojik buhran olduğunu düşünüyorum. Ya da belki de tüm bu sağlık sorunları aslında psikolojik kaynaklıdır. Kim bilir?
 
Üniversite son sınıftayken, mezuniyete doğru zaman kısaldıkça ve tezimi yetiştirememe paniğine kapıldığımda tanıştık bu kusma nöbetleriyle. O zamanlar her sabah kahvaltı sonrası bir posta iade ziyareti gerçekleştiriyordum tuvalete, ama tabi olması gerektiği yönde çıkmıyordu gıdalar, sorun da buydu. Bu kusma nöbetleri bir süre sonra uykusuzluk, baş ağrısı, asabiyetle beraber seyretmeye başladı. Ben artık etrafımdaki hiç bir uyarana karşı tepkisiz kalamıyor, anlayış gösteremiyordum. Tek istediğim sessizlikti aslında, beni mutsuz edecek gürültülerden ve en önemlisi de duyarsızlıktan şikayetçiydim. Tıpkı bugün de o foruma yazdığım gibi; "Çünkü kasıtlıca bir ilgisizlikle sorunlarıma duyarsız kalan insanlar asabımı bozuyor."
Kimseden elimi tutup sıkıntımı gidermesini beklemedim ben hiç bir zaman. Fakat gözlerime baktığınızda mutsuzluğu görüyorsanız, en azından biraz ince davramaya veya hatalarla beni yormamaya gayret gösterebilirsiniz pek tabi. Çünkü fazla duyarlıyım böyle zamanlarda.
Böyle hissettiğimde arkadaşlarımı da çok kolay harcıyorum. Dostlarımdan asla vazgeçmem, ama dostluğa çıkan bir kapıya doğru ilerlemediğimize emin olduğum insanları, sırf ses olsunlar diye hayatımda tutmaya zorlanıyorum. Normal günlerde arkadaş olmak daha kolay. Ama böyle zamanlarda duyarsızlık eden insanlar tek kalemlik insanlar benim nezdimde. Çiğliklere tahammül edemiyorum, sınırlarımı ihlal etmeye kalkan ve özen göstermesi gereken konuları dikkate almayan kişileri adam yerine koyamıyorum. Hele ki hastalandığımda, çok üzgün olduğumda vs bununla ilgili en ufak bir ilgi emaresi göremiyorsam, beni anlamak adına hiç bir beyin kıpırtısı sezemiyorsam hele saldırganlaşabiliyorum bile. Böyle çok kayıplarım oldu, ama pişman değilim. O insanlar herhangi bir şekilde hayatımdan çıkmak zorunda olan insanlardı...
 
Ah benim zavallı midem, neden herşeye benden önce tepki vermeye kalkıyorsun ki ?

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Ah benim zavallı midem, neden herşeye benden önce tepki vermeye kalkıyorsun ki ?

Daha Üniversite yıllarına daha gitmeden, lise 2'de kendimi sonunda bir kıza aşık oldugumu düşünmüş ve bütün bu heyecanla midem kasılmış neredeyse hiçbir sey yememistim. Yıllar sonra, yine bir kız arkadas mevzusunda, ayrılık vakti gelmis catmis ve ben yine bunun bedelini midemdeki siddetli agri ile acilde odemistim.Senin bende gulumseme uyandiran sorunu soyle kendime uyarlasam? Ya da senin midene yaptigin sitemi degistirsem, kendi midem icin ozur dilesem..

Ah zavalli midem; neden her sıkıntıyı senin uzerine yıkıyorum ki?

Zeynep V. dedi ki...

Evet, bardağın sorumluluk alan kısmından bakıyorsun mevzuya :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...