20 Mayıs 2009

Bahar Sıkıntısı

Şiddete meyilim var.
Dün ilginç fikirler üretip durdum, aslında çok eğlendim, sonra durup üzerinde düşününce karşı durduğum şiddet yaklaşımına ne kadar yakın olduğumu keşfettim. Şiddet eğer bir sorun çözme biçimiyse cehalet ve güç yetirememe, bir iktidar nesnesiyse faşizm, zevk için-spor olsun diye ise psikopatça bir eğlencedir. Benim ruhumdan geçenler de sonuncu şıkka uygun düşüyor. Zira ne cahilce bir güç yetirme oyununa girerim, ne faşistlik yaparım. Ama can sıkıntısından şiddet üretebilirim, yok yere psikopatlık yapabilirim. Kafamdan geçen garip düşüncelerde biraz da insanları deneme isteği vardı. Toplumu deneme... Toplumu bilimsel açıdan değerlendirmek bir yana(o işin tahsil kısmı, an itibarıyla başka bir noktada duruyorum), toplumsal kuralları zorlamak ve insanların tam da sabır diye adlandırdıkları o gereksiz boyuneğmeyi de beraberinde getiren duyguları deşmek ve denemek istiyorum. Çomak sokmak fikirlerine, üstlerine yürümek, sonra da gelecek tepkinin şiddeti oranında zarar görmek belki de... Bu zarar ancak yeni bir şeyler öğretebilir bana, korkuyu ise asla.
Yolda yürürken insanların gözlerine bakmak istemiyorum. Her baktığım göz bana tanıdık bir şeyler veriyor çünkü. Ben bu insanları tanıyorum. En basit haliyle bir çoğu olduğu gibi saf, hiç değişmemiş, gelişmemiş, üzerinde kafa yormaya gerek kalmayacak kadar standart şemalara oturtulabilen cinstenler. Hani marketten bir şey alırken markasıyla, boyutuyla ne bileyim kilogramıyla görür,tanır ve alırsınız ya, işte Yurdum İnsanı dedikleri şey de bir marka ve sonuna kadar standart. Özgünlük boyutunda olanlar ise çıkıntı, yeterince özgün olmadıkları gibi üstüne bir de ucuz bir taklit gibiler (ne diyorlar ona? ÇAKMA-yeni nesil Türkçe sözlük hedesi-) İşte şiddet duygumu tetikleyen şeylerden biri de bu. Ne standartını ne de çakmasını sevmediğim memleketimin insanları. Ne kadar sevgisiz, vah yazık diye düşünebilirsiniz, düşünün, çok da ... (Çok da nanay -kibarca ima edilen küfürler-)
Bugünlerde böyleyim işte...Bahar sıkıntısı germiş içimi...

1 yorum:

kaantobel dedi ki...

İnsanların yüzlerine belki de bulaşmış bir ifade var, yani yapışkan yeşil sıvılar olurya onun gibi ve bazen kendini aynada görmekte sıkıntı verir mesela, sürekli yanımızdan geçip giden yüzlerce insana karşı şiddet duyulabiliyor. Kocaman bir elin olmasını istiyorsun ve hepsini savurup fırlatmak, legolarını dağıtmak gibi. Ama zarar veriyim diye değil, uzaklaşsınlar, gözükmesinler diye. Bahar sıkıntısıyla ilgilimi okadarını bilmiyorum fakat arada bir banada oluyor.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...